Hareketsiz Yeni Neslin Ömrü 5 Yıl Daha Kısa!

Atlamak, zıplamak, koşmak, yürümek, dönmek, gerinme, denge, atma, yakalama. Basit bir çocuk oyununda bile bulunan bu hareketler her çeşit fiziksel aktivite formunu kapsamaktadır.

İnsanlar hareket etmeye programlanmıştır. Çocukken yaptığımız sporlar, oynadığımız oyunlar bize hayatımız boyunca sağlık, dirilik getirecek olan fiziksel aktifliğimizin temellerini atmamıza yardımcı olmaktadır.

Dünyanın çeşitli yerlerinden birçok uzmanın yürüttüğü “Designed to Move” projesinin sonuçları ne yazık ki özellikle gelişmiş ülkelerde fiziksel aktivitenin son yıllarda dramatik bir şekilde düşüşe geçtiğini göstermektedir. İki nesilden daha az bir sürede fiziksel aktivite İngiltere’de %20, Amerika’da %32 oranında düşüş göstermiş, bu oran Çin’de ise bir nesilden az bir sürede %45 azalma göstermiştir. Gelişen teknoloji ile fiziksel hareketlilik gerektiren işleri bizim yerimize makinalar ve robotlar yapmakta. Bu sayede kazandığımız zamanı ise ne yazık ki aynı ölçüde bir fiziksel aktiviteyle doldurmuyoruz.

“Designed to Move” projesinin sonuçlarına göre bu yıl 5,3 milyon kişinin ölümünün fiziksel hareketsizliğe bağlı olması bekleniyor. Durumun vahametini daha iyi anlamak için şöyle bir karşılaştırma yapabilir; en çok ölüme yol açan sebeplerden biri olan sigaranın her yıl aldığı can 5 milyon. Maalesef fiziksel hareketsizliğin insanlığa zararı ve sonuçları da çok büyük oluyor.

Hareketsizliği yaşam tarzına dönüştürüp normalleştiren bu yeni neslin ebeveynlerine oranla 5 yıl daha erken öleceği öngörülüyor. Ayrıca, başarı testlerinde fiziksel aktivitede bulunmayan çocuklar, bu tür aktivitelerle uğraşan çocuklara göre %40 daha az başarılı oluyorlar.
 

Biraz daha fazla hareket etmenin bize sandığımızdan daha fazla katkısı olmaktadır. Fiziksel hareket depresyonu ve suç oranını azaltır, eğitim seviyesi artar ve insanların kendi potansiyellerini gerçekleştirebilmesine ve en nihayetinde ekonomiyi ileriye götürür.

Peki, hareketsiz ebeveynlerden hareketsiz çocuklara uzanan bu döngüyü nasıl kırabiliriz? “Designed to move” ekibinin yayınladığı rapora göre fiziksel aktiviteye olan ilgi ve motivasyonu çocukluktan ergenliğe geçilen dönemde güçleniyor. Nesiller arası devam eden bu döngüyü kırmak için 10 yaşın altındaki çocuklarla çalışıldığında gelecek nesillere daha hareketli bireyler yetiştirmek mümkün olabilir.

Bir kere harekete geçmeye karar verdiğimizde neler yapabileceğimiz de araştırmada belirtilmiş. Öncelikle çocukları erken yaşta sporla tanıştırıp, bu aktiveler sırasında eğlenerek fiziksel aktivite konusunda pozitif bir tutum kazanmalarını sağlamalıyız. Eğer gerçekten zevk alarak yaparlarsa bu tür aktiviteleri gelecek nesle aktarabilir ve böylece olumsuz döngüyü kırabiliriz.

Yapılması gereken başka bir şey de fiziksel aktiviteyi çocukların günlük hayatının bir parçası haline getirmek. Ne yazık ki günümüzde hayatımız hareketsizliği ve beraberinde uyuşukluğu getiren teknoloji sebebiyle bizi hareketsizliğe itiyor. Eğer fiziksel aktiviteleri hayatımızın içine katabilirsek bu tür çevresel engellere rağmen bir şeyleri değiştirebiliriz.

İnsanın kendini gerçekleştirebilme potansiyeline ve bağlı olarak ülke ekonomilerinin gelişmesine karşı tehlike oluşturan bu konuyu herkesin ciddiyetle ele alması zamanı geldi.

Yakın zamana kadar bir sorun teşkil etmeyen aşırı kilo, şu an obezite adı altında toplumumuza yerleşmiştir. Sağlıklı birey olmanın ilk şartı olan sağlıklı gelişim için çocuklarımıza olmaları gereken yerde, televizyon karşısı bilgisayar başı değil, oyun bahçelerinde spor salonlarında olmaları için destek olmalıyız.

Sevgilerimle,
Psikolog Görkem Çöklü



Duyusal Akademi
Tel: +90 (216) 4692157 /
Duyusal Akademi Dilek Sabancı Cad. Tasarımkent Villaları 19-E No: 4 Ataşehir-İstanbul 34768 TURKEY