Ebru Sidar’ı tanıyabilir miyiz?
Tabii. Evli ve 2 çocuk annesiyim. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümünden mezun olduktan sonra Amerika’da University of Southern California’da duyu bütünleme terapisi eğitimimi tamamladım. Şimdilerde bütün dünyada duyu bütünleme terapisi uygulayabilmek için aranan bir sertifika olan USC-WPS Sensory Integration Certificate’e sahip Türkiye’deki ilk ve tek terapistim.
Amerika’nın yanı sıra, dünyanın farklı ülkelerinde (Avusturya, Güney Afrika, Ürdün) seans ve eğitimlere katılma ve bu ülkelerdeki terapilerin klinikte uygulanması ve çocukların farklı yönleri ile desteklenmeleri adına yapılan çalışmalara eşlik etme şansım oldu.
İstanbul Ataşehir’de Duyusal Akademi isminde, pedagog, fizyoterapist, ergoterapist ve çocuk gelişimi uzmanı gibi farklı meslekteki uzmanlarla birlikte farklı gelişimsel alanlarda 0-15 yaş aralığındaki çocukları desteklediğimiz bir çocuk terapi kliniğim var.
Çocukları gelişimleri sırasında tüm yönleriyle destekleyebilmek için;
– Stanley Greanspan tarafından geliştirilmiş olan DIR Floortime,
– Davranış ve bilişsel becerileri geliştirmek için ABA,
– Fiziksel problemi olan çocuklar için yaygın olarak kullanılan Bobath Therapy, kraniosacral terapi
gibi farklı terapi yöntemlerinin eğitimlerini tamamladım. Bunlar içerisinde en çok duyu bütünleme terapisine gönül verdim ve bu alanda çalışmalarıma devam ediyorum.
Aynı zamanda meslek hayatım boyunca Caddebostan Kültür Merkezi’nde Otizm Sempozyumu, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İstanbul Tıp Fakültesi gibi platformlarda çocuk konusunda çalışan profesör, uzman doktor, eğitimciler ile ailelere duyu bütünleme terapisi ve dikkat dağınıklığı, otizm, hiperaktivite, down sendromu gibi problemlere eşlik eden duyu bütünleme problemleri ile ilgili çeşitli eğitim ve seminerler verme şansım oldu.
Şimdilerde klinik çalışmalarımın yanı sıra, Polonya’da bulunan bir Üniversitenin yüksek lisans öğrencilerine vereceğim duyu bütünleme terapisi dersleri ve 10. Avrupa Down Sendromu Kongresi Bilimsel Komitesi Üyeliğim ile ilgili çalışmalarıma devam ediyorum.
“Duyu bütünleme” denen şey ne kadar zamandır var? Kim ortaya çıkarmış bu düşünceyi?
Duyu bütünleme denen şey insanlık tarihi boyunca vardı. Duyu bütünleme çevreden gelen uyaranların farklı duyusal organlarımız aracılığı ile algılanması ve beynimize iletilmesi ile oluyor. Beynimiz bunları işlemlerden geçirerek duruma uygun bir cevap açığa çıkarıyor. Beynimizin 7 farklı duyumuzu işlemleyerek uygun bir davranış ortaya çıkarması sürecine ‘Duyu Bütünleme Süreci’ diyebiliriz.
Duyu bütünleme terapisi 1960’larda Amerika’da benim de eğitim aldığım Southern California Universitesi’nde çalışmalarına devam etmekte olan Dr. Jean Ayres tarafından geliştirilmiştir. Aslında terapinin gelişim süreci birçok terapistin yaşadığı soru işaretleri ile başlamıştır. Çeşitli alanlarda sorunlar yaşayan çocukların aslında dünyayı algılarken bazı eksiklikler yaşadıklarını gözlemlemiş ve bunun temelinin duyulardan kaynaklanabileceğini düşünmüştür. Yaptığı araştırma ve çalışmaların ardından duyu bütünleme bozukluğu kavramını ortaya atmıştır.
Mühendis olan eşi de bu süreçte onun ihtiyacı olan ve çizdiği özel terapi materyallerinin üretiminde destek olunca ortaya “Duyu Bütünleme Terapisi” çıkmıştır.
Şiropraksi’den farkı nedir?
Şiropraksi, osteopati ya da karyoprakti, temelinde insan omurgasının, kemik ve eklemlerinin olduğu tedavi yöntemleridir. Yani kişinin kendi vücudunda meydana gelmiş olan mekanik sorunların çözülmesinde lokalize alanda işe yarayan ve tedavisi de sorunlu olan alana bir uzman tarafından uygulanan çeşitli masaj ve mobilizasyonlarla uygulanan tedavi yöntemleridir. Duyu Bütünleme Terapisi ise bu yöntemlerden oldukça farklıdır. Direkt nörolojik düzeyde beyine etki ediyor. Duyu bütünleme terapisinde kişinin kendi kendisini tedavi etmesi sağlanıyor. Özellikle çocuklara uygulanan bu yöntemde çocuklar; salıncak, trombolin, hamak, tırmanma duvarı ya da kum havuzu gibi aslında çok sevdikleri oyun ve oyuncakların, terapiye özel hale getirilmiş olanları ile terapist eşliğinde oyunlar oynayarak gelişiyorlar. Oyun ve aktivitelerde amaç sinir sisteminde var olan sorunları tedavi etmek ve geliştirmektir.
Bu gelişimi sağlamak için belli kurallar uygulanıyor. Örneğin çocuğun maksimum motive olması, aktivitelere aktif katılması, problemlerde kendi kendine çözüm yolları bulması, beyinin her iki tarafının da aktif olması, adaptif cevaplar açığa çıkarması gibi kritik terapi modalitelerin aktivitelerde uygulanması gerekiyor.
Bu sayede dikkat dağınıklığından davranış bozukluklarına, yeme problemlerinden öğrenme ya da konuşma sorunlarına kadar bir çok sorunun tedavi edilmesi sağlanıyor.
Terapi, sinir sisteminde nörolojik boyutta gelişim sağladığı için sağlıklı bir sinir sisteminde bile duyu bütünleme terapisi ile beyin plastisitesi desteklenerek gelişmesini sağlıyor.
Türkiye’de kabul edilen bir terapi formu mu yani sigorta karşılıyor mu?
Henüz hayır. Türkiye’de duyu bütünleme terapisi henüz devlet tarafından ödenen bir terapi yöntemi değildir. Ancak bazı rehabilitasyon merkezleri bünyesinde bulunan fizyoterapistler aracılığı ile fizyoterapi seanslarında duyu bütünleme terapisi uygulanmasını destekleyebiliyor. Bunun için kliniğin bu iş için özel olarak üretilmiş olan terapi meteryallerini ve elbette alanında uzman ergoterapist ve fizyoterapistleri bulundurması gerekiyor.
Doktorların yanlış izlemine kapılmasına sebep olan ve aileler için kritik olabilecek önemli bir nokta da; maalesef ülkemizde uluslararası arenada bu terapinin etkinliğini görerek; gerekli eğitim ve sertifikalara sahip olmadan, terapide ihtiyaç duyulan materyallerin gerçekte nasıl kullanılacağını bile bilmeden, tedavi ya da gelişimden çok fırsatçılık odaklı kişiler tarafından duyu bütünleme terapisinin çokça suiistimal edildiğini görüyoruz. Bu kişilerin duyu bütünleme terapisi adı altında yaptığı yanlış uygulamalar nedeni ile henüz ülkemizde çok yeni olan bu yöntemin faydasız ve hatta zaman zaman zararlı sonuçları olan bir yöntem olarak algılanmasına sebep olmaları kaçınılmazdır. Bu noktada ailelere gerçekten araştırmacı ve dikkatli olmalarını öneriyorum!
Bir çocuğun duyu bütünleme ihtiyacı olduğunu nasıl anlarız?
Aslında bunu anlamak için duyu bütünleme terapisini iyi bilmek gerekiyor. Şöyle özetleyeyim;
Bildiğimiz 5 duyumuz (Dokunma, Görme, İşitme, Tatma, Koklama) dışında, beynimize kendi vücudumuzdan gelen bilgileri ileten 2 temel ve çok önemli duyumuz daha vardır; Vestibuler ve Proprioseptif duyu.
Dokunma, Görme, İşitme, Tatma, Koklama dışındaki iki duyumuzu kısaca anlatmak gerekirse:
Vestibuler Duyu (Hareket ve Denge): Vestibuler duyumuzun duyusal reseptörleri (alıcıları) iç kulağımızda yer almaktadır. Başımızın her hareketi ile vestibuler duyumuz uyarılır ve hareket ile denge becerilerimiz işleme geçer. Öğrenme ve dikkat gibi çok önemli becerilerin kazanılmasında en etkili sistem vestibuler sistemdir.
Yapılan araştırmalar, hiperkativite, konuşma problemleri, akademik öğrenme bozukluğu, dikkat dağınıklığı gibi birçok farklı sorunun vestibuler sistemin problemi ile ilişkili olduğunu ve uygulanan duyu bütünleme terapisi ile problemlerde belirgin düzeyde azalma kaydedildiğini göstermiştir.
Proprioseptif Duyu (Vücut farkındalığı): Proprioseptif sistemin duyusal reseptörleri (alıcıları) kaslarda ve eklemlerde yer alır ve uzaysal boşlukta vücudumuzun pozisyonunu beyne iletir. Vücut farkındalığı olarak da tanımlayabileceğimiz proprioseptif sistemimiz sayesinde birini dinlerken hareketsiz bir şekilde konstantre olabiliriz, bir kalemi tutarken ya da ağır bir şeyi kaldırırken ne kadar güç ayarlayacağımızı ya da gözlerimiz kapalıyken kolumuzun pozisyonunu biliriz.
Dikkat ve konstantrasyon, koordinasyon, spor becerileri, doğru davranışın organizasyonu gibi üst düzey becerilerin temelinde proprioseptif sistem rol almaktadır.
Sinir sistemimizde ilk gelişen ve temelde bulunan duyusal sistemimiz, üst basamakların sağlam bir şekilde oluşmasını sağlamak için beynimize sağlıklı bilgiler göndermelidir. Eğer duyuların algılanması, beynimize iletilmesi ve beynimizde yorumlanması aşamalarında bir takım aksaklıklar varsa çocuklarda aşağıda sıraladığım sorunlar gözlemlenebilir;
Duyu bütünleme terapisini hangi materyal ve koşullarda uyguluyorsunuz?
Yurt dışındaki kliniklerde bulunduğum dönemlerde en büyük hayalim günün birinde aynı standartlarda bir klinik açabilmek ve bu klinikte çocuklara en etkili şekilde yardımcı olabilmekti. 2012 yılında açtığım ilk kliniğimde butik bir şekilde başladığım serüvenimde Ataşehir’de tam hayallerimdeki gibi bir yer bulmamla mutlu sona 2014 yılında ulaştım. 5 katlı ve büyük bahçesi olan bu binamızda farklı konseptlerde odalar yapma şansım oldu. Böylece bize başvuran çocuğumuzun eksik ve ihtiyaçlarına göre renklerinden materyallerine kadar değişik şekillerde yapılandırılmış olan 12 farklı odada istediğimiz kadar özgürce terapilerimizi sürdürebiliyoruz.
Materyallerimizin büyük çoğunluğunu Amerika’dan getirtiyoruz çünkü henüz Türkiye’de bu materyallerin üretimi gerçekleşmiyor. Aslında daha önce bahsettiğim gibi çocukları çok mutlu eden salıncak, top havuzu, kaydırak gibi oyuncaklar kullanılıyor seanslarımızda. Fakat farklı şekillerde modifiye edilmiş halleri diyebiliriz. Zaten materyallerin oyuncak olması şart çünkü duyu bütünleme terapisinde çocuğun motivasyonu çok önemli. Çocukları çok seven biri olarak, duyu bütünleme terapisini seçmemdeki en önemli sebep de buydu belki de. Onları çok mutlu görmek!
Aslında 2014 benim uğurlu yılımdı çünkü hem iş hayatımda kendi ütopyamı gerçekleştirdim hem de sizinle tanışma şansına sahip olmama vesile olan 2 minik bebeğime kavuştum.
Teşekkür ederim.